28 Kasım 2013 Perşembe

YILBAŞI ÇEKİLİŞİ BAŞLASIN ( KAPANDI )

Sonunda bana da nasip oldu sponsorlu çekiliş yapmak.Sponsorum 15 yıllık dostum da olsa sponsor sponsordur :) Tüm ürünlerimiz Oriflame'den geliyor.

Sloganımız : Annelerimiz de güzelleşsin!

İşte hediyelerimizin toplu görüntüsü :


Hediyelerimizi bir de yakından inceleyelim :

Giordiani Gold Büyülü Toplar; değerli milka ve slika mineralleri ile zenginleştirilen büyülü toplar içindeki mikro inciler sayesinde teninize kusursuz,doğal bir ışıltı kazandıracak.

Divine EdT; menekşe yapraklarının doğal ve hafif orkide notalarıyla birlikteliği sandal ağacı ve misk notalarının sıcaklığı ile tılsımlı bir koku.

Giordani Gold Yaşlanma Etkilerine Karşı Fondöten; kusursuz bir görünüm için ince çizgilerin pürüzsüzleşmesine destek verir.SPF 8 faktörlük güneş koruması içerir.

Master Curl Maskara; süper kavisli fırça en kısa kirpikleri bile yakalayıp uzatırken,Curl Protect Teknolojisi'nin kusursuz formülü kıvrık kirpiklerin görünümünü 14 saat boyunca korumaya yardım ediyor.

Kohl Dramatize Göz Kalemi; yoğun siyah pigmentlerle zenginleştirilmiş, kremsi formülüyle kolayca sürülen göz kalemi ile bakışlarınıza çarpıcılık kazandırın.Hassas gözler için uygundur.

Milk&Honey Gold El Kremi; elleriniz için zengin içerikli nemlendirici cildinizi yumuşatır, besler ve bakım yapar.





Gelelim katılım şartlarımıza..Aslında çok şartımız yok :)

1-) Benim blogumu izlemeye almanız.

2-) ORIFLAME TILSIMI blogunu izlemeye almanız.Buradan bloga ulaşabilirsiniz

3-) Bu şartları yerine getirdiğinize dair yorum bırakmanız.Yorumda blogu izlemeye aldığınız ismi,mail adresinizi varsa paylaşım linklerinizi belirtin lütfen.


Eğer hediyeler illa benim olsun şansım artsın derseniz de ek haklar için şartlarımız.

1-) Çekilişi fotoğraf ve linkle beraber blogunuzda duyurursanız +2 hak
2-) Facebook paylaşımlarınız +1 hak (Bundan faydalanmak istiyorsanız link vermek zorunlu )



SON KATILIM :  22 Aralık 2013 Saat : 20.00

Kargo tabi ki bize ait.(Ama yurtdışına gönderim yapamıyoruz)

Bol Şanslar :)




27 Kasım 2013 Çarşamba

İşbaşı...

Maalesef beklenen gün geldi çattı.Geçen cuma işe fiilen de başladım.Başlamamla beraber bir alt üst olma hali yaşıyorum.İşe başlamak yetmezmiş gibi üstüne hastayım,hele haftasonu fenaydım.E hastayken hiçbir işimi de yola koyamadım,düzeni oturtamadım.İşle ilgili bir sorunum yok ama evle ilgili ciddi sorunlarım var.

Zaten kreşe de alışamadık(m) Galiba Paşam artık iyice alıştı,sabahları hiç problem çıkarmıyor.Akşamları onu alırken de sorun yaşamıyoruz.Biraz trip atıyor hepsi o.Kreşte neler yaptığını sorduğumuzda oturup sohbet bile ediyoruz tabi Dorukça.Biz bile anlamıyoruz bazen dediklerini ama onun güzel şeyler yaşadığı belli her halinden.Peki ben?Buna alışılır mı gerçekten emin değilim.Nasıl ağır bir duygu bir parçandan bütün gün ayrı olmak.Akşamları da en geç 9'da yatıyor.Sürekli bir koşturmaca halinde birşey de anlayamıyoruz.Sabah odasını,oyuncaklarını özleyip onlara sarılıyor tek sorun evden çıkabilmek de.Ben de dönemsel patlamalar yaşıyorum,gel gitler...Öyle ki dün eşim istersen kalan iznini kullanalım dedi.Ama artık geç kaldık maalesef.Birkaç ay için oğlumun alıştığı,kabullendiği ve muhtemelen sevdiği düzenini değiştiremem.

Bir de tüm stresimiz yetmezmiş gibi Paşam gene hastalandı.Maalesef herkesin dediği doğruymuş kreşe başlayınca hastalık da bitmiyormuş.Bu sefer de boğaz enfeksiyonu bereberinde ateş,gene antibiyotik,gene işkence.İlaç kullanmak zorunda olmak yeterince can sıkıcıyken Paşamın ilacı tamamen reddetmesi kabusa çeviriyor hastalığı.Hiç zorlamak istemesek de çocuğu sıkıştırıp içirmeye çalışıyoruz ilacı.

Böyle zorluklar yaşarken hayatta kendi uzaklarda ama gönlü hep yakınlarda olan dost kendi kapıyı çalamasa da çiçekleri çalar ve büyük bir gülümseme belirir yüzümde.Canım dostum Esra'm biraz da sıkıntılarımı hissetmiş olacak ki işe başlamamı tebrik etmek için bu harika gülleri yollamış.Hele ki vazoya bayıldım.Çok teşekkür ederim :)




25 Kasım 2013 Pazartesi

Öğretmenler Günü İçin Kurabiye Kavanozlarımız

Paşam büyüdü de artık onun da öğretmenleri var!Durum böyle olunca anneye de hediye düşünme kısmı düştü.Benim Öğretmenler Günü kültürümde bedelli hediyeler yoktur.Benim ilkokul öğretmenim hala çok sevip,saygı duyup görüştüğüm Ayşe Şirin ilkokul hayatım boyunca hediye kabul etmedi ki o dönemler hediye olarak bulaşık,çamaşır makinaları bile alınırdı.Ben de Paşamın öğretmenlerine el emeği birşey yapmak isteyip kurabiyede karar kıldım.Aslında niyetim kurabiye hamurunu Paşamın yoğurmasıydı ama haftasonu hastalıktan gözümü açamadığım için dün akşam anca Paşam uyuduktan sonra halledebildim.Ama illa eli değsin diye malzeme hazırlarken yardımını aldım oğlumun.


Kavanozları peçete dekupajı tekniğiyle süsledim.Bir sonraki yazımda markaları da belirtirim.Bu konuda henüz çok yeniyim ve yapmak gerçekten zormuş onu anladım ama çok da zevkli bir işmiş.Bu basit bir süsleme oldu.Kumaşları da sıcak silikonla ( eşimin dünkü silikon yorumu:yakında sana kılıf yaptıracağım orada taşırsın artık ) yapıştırıp,hasır iple süsledim.Kartondan küçük kalpler yapıp ipe ekledim.


Kurabiye tarifine de bu yazımdan ulaşabilirsiniz.Şeker hamurlu kurabiye yapmak için de uygun bir tarif.

Bu vesileyle de tüm öğretmenlerimizin Öğretmenler Gününü kutlarım...

22 Kasım 2013 Cuma

Ayakkabılığı Yeniledim

Uzun süredir kullanmadığım ayakkabılık bu evde lazım olunca yeniden kurduk ama siyah siyah çok gözüme geliyordu zaten eskiydi de.Dedim buna bir el atma zamanın geldi.


Ben de sprey boyama sarıldım.Maalasef  böyle büyük bir alanda çok iyi sonuç vermedi.Allah'tan dekupaj işlerine de merak salmışım da akrilik boyam da vardı.Sprey boyayla bir kat boyadıktan sonra üzerinden ponpon fırçayla da bir kat geçtim.Ayaklarından biri de kırıktı onun için de bonibon kutusu kestim aklınızda olsun :) Raf örtüsü almıştım onun da ölçülerini ayarlayıp soğuk silikonla sabitledim.


Eşimden tam notu kaptım.Benim de baktıkça içim açılıyor valla.

21 Kasım 2013 Perşembe

Puzzle Legolar

Paşam bu ara legoları elinden düşürmüyor.Sabah kalkar kalkmaz,kreşten gelir gelmez odasına koşup onlarla oynuyor.Hal böyleyken birçok blogda gördüğüm legolardan puzzle yapayım dedim.Kağıtları kesip yapıştırıcı ile legoların üzerine yapıştırdıktan sonra maket bıçağıyla ayrımdan kestim.Çıktıları buradan alabilirsiniz.


Taşıtlar da Paşamın ilgisini çektiği için bunları da sevdi.Gerçi bizim sevgimiz 2 gün sürdü o ayrı.İlk gün oynadı birleştirdi çok güzel ama ikinci gün kağıtları sökmeye başladık.En son dün akşam hepsini söküp kağıt yağmuru yaptık.


Zaten dün yeterince degresifdi.Kreşe tam gün başladı başlayalı çok agresif,mızmız.Dün akşam almaya gittiğimde bebek arabasına oturtamadım emme krizimiz geldi.Hadi dedim kreşte emzireyim bu sefer de kreşten çıkmıyor eve gidelim diyorum gelmiyor.Bir ağarıma gitti ki anlatamam.Ne yapmam,nasıl davranmam gerektiğini bilmiyorum öyle kalakaldım.Yarım saat oyun oynadık kreşte en sonunda mızırdanarak arabasına zor oturttum.Kreşe bırakmak yeterince zorken almak daha ağır bir hal aldı.Umarım bu durum sadece bir geçiş,alışma sürecidir.


20 Kasım 2013 Çarşamba

Folyo Açıp Şaşırmaca

Bunu geçen hafta yapmıştık ama yazamadım bir türlü.Sevgili arkadaşım Özlem'in sayfası Çocuklarımın Oyun Günlüğü'nde görmüştüm.Hem hazırlaması kolay hem de eğlencesi bol bir aktivite.Küçük bir kutunun içini değişik nesneleri folyoya sarıp doldurdum.


Doruk'un heyecanı çok yüksekti sabırsızlıkla açmaya çalıştı hepsini.Açtıktan sonra da tekrar sarmaya uğraştı.Şekilleri de koydum içlerine o bahaneyle onları da tekrarlamış olduk.


Paşamın kreşinde kahvaltıda yumurta varsa evde yapıp koyuyorum yanına.Bu sabah da gene haşlanmış yumurta vardı.Ben de folyoyla kaplayıp poşete koymuştum.Bizimki de sabah onunla oynamak isteyince hemen tahta şekilleri folyoya sarıp eline tutuşturdum da bu sabah sorunsuz kreşe gönderebildim.E yazıyı yazmak da oradan geldi aklıma zaten.

Demek ki neymiş folyo açmaca da her çocukla oynanacak oyunlar listesine eklenmeliymiş.

18 Kasım 2013 Pazartesi

Adana Ceyhan ve Dörtyol Gezimiz

Bizimki biraz zorunlu bir gezi oldu.Eşimin Ceyhan'da Toros Tarım'ın sosyal tesislerinde toplantısı vardı ve isteyen eşli gidecekti.Babamız bizi bırakmak istemedi biz de bu fırsatı kaçırmayalım dedik.Dedik dedik ama cumartesi sabah oraya varıp kahvaltının bitmesiyle ben gerçeklerle yüzleştim.Eşimin toplantısı tüm gün sürecek ve ben de yeni bir iş kolu farkedip çocuk bakıcılığına atanacakmışım.Benim deli oğlan yetmez gibi yanında iki yaşından on yaşına kadar toplam altı çocukla yaklaşık iki saat geçirdim.Valla analar kahvelerini yudumluyor herkes rahat bir ben koşturuyorum peşlerinden.Dur yapma oğlum kızım hayır şöyle yapalım oraya çıkma ona vurma gel git...Beynim oldu kazan en son sahile indik de biraz rahat ettim.Kıyıya çekilmiş bir kanoya hepsini oturttup bir drama canlandırdık.Onları salladım dalga yaptık,minikleri oturttuk büyükler de bizi düşmanlardan korudu,sonra da balık tuttuk derken ben biraz rahatladım.Sonra benimkinin önderliğinde kıyıya yöneldi hepsi.İşte bu kısmı sevdim çünkü denize sıfır noktasına gelince hepsinin annesi panik olup geldiler yanımıza.Çok şükür ben de sadece oğluma yöneldim.O gün hiç fotoğraf çekemedim maalesef,pazar sabahı çekebildim anca.


İşkence bitti mi?Tabi ki hayır.Öğle yemeği anca 2 gibi yendi.Paşanın uyku saati geçti ayarlar iyice şaştı.Odamıza çıktık ki neredeyse yarım saat ağladıktan sonra uyutabildim kuzuyu.Üstelik hastayım!Düşünün ki o yattığı süre boyunca yatmama rağmen hala dinlenemedim.Akşam üstü gene kabus başladı.Paşanın arkadaşlarının yanına gittik tabi.Bu sefer fazla kaynaşan bebeler kavgalara başladı.O dandik uçak ve top için ne kavga ne ağlama!Neyse ki anneler biraz daha ilgiliydi de biraz rahat ettim.Ve bir annemizin katılımıyla artık ben de iki çift laf edebildim.Biraz sosyalleşmek iyi geldi tabi.

Paşam için mükemmel bir haftasonuydu,bizim için aynı şeyi söyleyemeyeceğim ama en azından o bu kadar mutlu oldu ya pişman olmadık gittiğimize.Pazar sabahı bu manzaraya uyandım ve en azından sabah biraz huzur buldum.


Pazar sabahı 06.30'da başladı maalesef.Kahvaltı da saat 9'da verilecekti.Biz de biraz oda da oyalanıp sabah deniz kenarına yürüyüşe gittik.İlk kez balıkçıl gördüm.Paşam da kaplumbağa,kertenkele,kedi,karınca,sümüklü böcek derken doğayla içiçeydi.


 


Paşam bayıldı buralara özgürce koştu,top oynadı,kumla toprakla oynadı.Çocuklar için arada böyle yerlere gitmek şart sanırım.


Pazar sabahı kahvaltıdan sonra buradan ayrıldık ve Dörtyol'da bir aile dostumuzu ziyarete gittik.Oraya da iyiki gitmişiz.Ne güzel yerler.Bahçemiz çok küçük dediler ben de küçük sandım gerçekten.Meğer onlara göre küçük bize göre hayli büyük bir bahçeleri varmış.Mandalina,zeytin ve limon ağaçları arasında gezindik.Dalından mandalina yedim ne güzelmiş!Ki o ağaçlarda kalanları satamıyorlarmış yaralı diye.Dedim bunun neresi kötü ben uzun zamandır böyle güzel bir mandalina yemedim.Saolsunlar yanımıza da iki çuval toplayıp koydular.Suyunu sıkıp buzluğa atarsın dediler.İnşallah besin değeri kaybolmaz bu şekilde.


Bahçenin süsü begovillere de bayıldım.Renk cümbüşü karşılıyor size bahçeye girerken...


Paşam orada da aktivite buldu kendisine.Hale Ablasıyla tahta parçalarıyla oyun oynadılar.



Günün diğer sürprizi de mutfaktan geldi:Mumbar dolması!Çok merak ettiğim bir yemekti.Daha önce hiç tatmadığım için heyecanlıydım.Beklediğim lezzeti bulamadım hani canım istemez bir daha ama bir yerde bulursam da yerim.Biraz ağır bir tadı var alışık olmayanlara.Ama menüdeki bu yöreye özgü tepsi kebabı,pilav ve mükemmel turşu bizi ziyadesiyle mutlu etti.Böyle içtenlikle ağırlanmanın mutluluğuna ise paha biçilemez...


15 Kasım 2013 Cuma

Bebek Pantolonundan Sevimli Canavarlar Çantası

Paşamın kreşinden çanta istediler geçen gün eşyalarını koymak için.O sırada kreş sahibemiz de oradaydı sen yaparsın dedi bana,verdi ara gazını :) E bir kere kafama girdi fikir yapmam şart oldu.Ama bir türlü neyden yapacağıma karar verememiştim ta ki bu sabah aklıma Paşamın eski pantolonu gelene kadar.İçi peluş dışı penye olanlardan.Penyesi çok fena lekeli olduğu için toz bezi olacaktı ama peluşu sağlamdı.


Önce peluşu güzelce kestim ve parçaları dikerek birleştirdim.Şu bir cümleye sığan basit işlem benim saatlerimi aldı,hem dikişten anlamamam hem de elde dikmem sebebiyle.Parçaları torba gibi birleştirdikten sonra büzmek için bir ip geçirdim.Eski bir çantamın askısını kestim ve çantaya diktim.Bu dikiş de beni fena zorladı.Çünkü çok sertti ve tam işkenceydi dikmek.Alt kısmını dikerken küçük bir delikten geçirip estetik bir dikiş yaptım.Üst tarafı direk kumaşa diktim çünkü üstünü keçeden yapacağım kapak gizleyecekti.İnce keçeden hazırladığım kapağı da diktim.Ve o berbat dikişimi gizlemek içinde canavar konseptine uygun parçalar kesip silikonla yapıştırdım.Kapağı tutmak için mini mıknatısları da eski bir çantamdan çıkardım ama muhtemelen bu parça satılıyordur.Kumaş ve keçe arasındaki yerleri sıcak silikonla yaptım.


Geldik işin en zevkli kısmına;süsleme!En sevdiğim kısmı bu oldu tabi.Bir süre kafamı meşgul etti nasıl bir süsleme olacağı sonra birden kapakta oynar gözleri hayal ettim.Gözleri nasıl kullanırım derken canavar fikri geldi aklıma.Nette gezinip biraz ilham topladım ve ortaya bu çıktı.


Bir de Paşamda deneyip zor da olsa bir poz alabildim.Ben çok sevdim bu canavarları umarım kısa sürede parçalanmaz çantamız :)

 

14 Kasım 2013 Perşembe

Kalemliğe Dönüşüm

Evin her yerinde kalemler var artık bir türlü toparlayamıyorum ve belli bir yeri de yok henüz hazırlıksız yakalandım.Paşama geçen gün çiftlik evi için oyuncak almıştım çok ucuza.Onun kabı da çok güzel etinden sütünden faydalanırım ben bunun deyip atmadıklarımdan.Ben de onunla kalemlik yapmaya karar verdim.Ve tabi meşhur keçeler,sıcak silikon ve çok beğenerek aldığım stickerlar yardımıyla.


Öncelikle kutunun boyu uzundu biraz kısalttım.Keçeyi kaplamak için ölçtüp biçtikten sonra sıcak silikonla yapıştırdım üzerine.Yanda duran ipleri de kapağa taktım.Üzerini de stickerlarla süsledim.Onları da sağlam olsun diye silikonla yapıştırdım.


Sevimli oldu sanki ben çok sevdim :)

Paşa'nın Çiftlik Evi

Paşama duyusal bir havuz hazırlamak istiyordum.Malum bu ara dıgıdık at kara möcük derken bayağı çiftlik hayatına geçtik.Ben de basit de olsa birşey hazırlayıp onları hep beraber görsün istiyordum.Ne zamandır aradığım plastik çiftlik hayvanlarını çok ucuza bulunca mutlu oldum.Ördek,tavuk ve tavşanımız yoktu.Bunlar da gelince seri tamamlandı.E anneye de bir çiftlik oyun evi hazırlamak kaldı.Burada en önemli şey kutuyu seçmek oldu,kutu çok avantaj sağladı çünkü valiz gibi toplayıp kaldırabileceğim.


Bu da kapalı hali çiftlik evimizin.Kutunu dışını da elişi kağıtları ve çiftlik hayvanları stickerlarıyla süsledim.


Detaylarda fazla dağılacak şeyler kullanamadım.Aslında havuza mavi tuz hazırladım ama cesaret edemedim heryer batacak diye.Ojeyle boyadığım köpük şimdilik kafi sanırım.


Dün akşam oğlum ilk kez kreşte tüm gün kaldı.Öğle uykusu saatlerine kadar yüreğimde bir sıkışıklıkla gezdim ama öğretmeni Doruk uyudu hem de kendi kendine ve hiç ağlamadı diye söylediğinde yüreğime soğuk sular serpildi.Zaten kafam rahatladıktan sonra bu oyunu ona hazırlamaya karar verdim.Hatta dün yetiştiremedim kaba haldeydi,bu sabah biraz daha süsledim kutuyu.Akşam üstü eve geldik ve bunu görünce nasıl ilgilendi anlatamam.Neredeyse yarım saat oynadık başında.En çok tavuğu beslemek hoşuna gitti.Sabah uyanınca bile kalktı hemen bunun başına geçti.




Fotoğrafları akşam çektiğim için pek güzel çıkmadı,o yüzden bu seferlik tek Paşa fotoğrafımız var :)

12 Kasım 2013 Salı

Pet Şişeden Kara Möcük

Pet şişeler kılıktan kılığa girdi ama bu hali pek sevimli oldu doğrusu.Geçen gün yaptığım dıgıdık at postunda bahsetmiştim paşamın onu inek sandığından.O yüzden ben de inek nasıl yapabilirim arayışına girdim.Nette aradım ama birşeye ulaşamadım.Sadece kabasını nasıl yapabileceğimle ilgili fikir bulabildim.Geri kalan kısmı da düşünmek bana kaldı.


Bu iş için 1 adet 5 litrelik ve 4 adet 0,5 litrelik pet şişe gerekiyor.Büyük pet şişeyi kesip,küçük pet şişeler ayakları olacak şekilde içine sokuluyor.Bu aşamadayken akrilik sprey boya ile beyaza boyadım.Beni en çok düşündüren ağız kısmı oldu.bir türlü içime sinmedi.En sonunda ağzı kesip oval hale getirince sevdim.Ağız kısmı içine çökmesin diye bantla kapladım.Ayak kısmını da uygun boya olmadığı için siyah ojemle boyadım.Geri kalan her yeri keçeyle hazırladım.Keçe daha dayanıklı olduğu için kullandım ama alternatif olarak karton,elişi kağıdı da kullanılabilir.Yapıştırma işlerini de sıcak silikon kullanarak yaptım.


Keçeyle ilgili kısma geçince aldım kara möcüğün resmini karşıma doğaçlama kestim parçaları.Kuyruğu da unutmadım tabi.Memeleri bile düşündüm :) Tam benzemedi ama balonu şişirip yapıştırdım.Zaten Doruk onu ilk aşamadan söktü.



Möcüğü görünce Paşamın yüzünde kocaman bir gülümseme oldu,o da bana yetti.Önce biraz inceledi,pepeesini bindirmeye çalıştı.


Sonra da kendi binmek istedi :)



Muzlu Kuplar

Bu tarifi geçen evdeki bir tatlı krizim sonrasında uydurdum.Açıkçası biraz tedirgindim nasıl olur diye ama sonuca bayıldık biz.


MALZEMELER
1 paket kakaolu puding
1 paket krem şanti
1 paket çikolatalı sos
2 adet muz
Birkaç tane kedi dili
Süt

YAPILIŞI : Kasenin dibine küçük bir parça kedi dili koyuyoruz.Kakaolu pudingi hazırlayıp kasenin yarısına kadar doldurup biraz soğutuyoruz.Krem şanti hazırlayıp küçük küçük doğradığımız muzları içine ilave ediyoruz.Bu karışımı pudingin üzerine döküyoruz.En son da çikolata sos hazırlayıp üzerine gezdiriyoruz.
Bu tarifte krem şanti ve çikolata sos 1 paket puding için fazle geldi.O yüzden 2 paket puding kullanırsanız malzeme tam gelir.

Afiyet olsun :)


11 Kasım 2013 Pazartesi

Balık Yutan Penguenimiz

Daha önce birçok blogda denk gelmiştim kartondan hayvan besleme etkinliğine.Paşam diğer tüm hayvanları olduğu gibi pengueni de çok seviyor ama bunun ayrı bir yeri var;yürüyüşünü de taklit ediyor.O yüzden bu etkinliği görünce çok sevdim.İşte Paşamın deyişiyle penguuu


Küçük bir kutuyu siyah el işi kağıdıyla kaplayıp ağzı için oval bir delik açtım.Göbişini beyaz elişi kağıdından yapıştırdım.Ağzını ve ayaklarını turuncu,kanatlarını ise siyah fon kartondan kesip yapıştırdım.Gözler de oynar gözlerden.bir eksiğim oldu bir kapak açık bıraksaydım daha rahat olurdu.Bu şekilde ağzına atmak kolay ama oradan çıkarmak zor oluyor.


Paşam çok sevdi bu etkinliği.Normalde etkinlik yaparken pek ciddi olur ama bunu gülerek yaptı.Zaten balıkları da çok seviyor,onlar da ayrı ilgisini çekti.Tabi tenk etkinliğini de unutmadık.Ana renkleri pekiştirmeye çalışırken artık yeni renkler de ekliyoruz etkinliklerimize.
Bir güzel doyurdu pengueni.O arada da renklerine göre balık vermesini istedim.Aralarında duygusal bir bağ oldu bir ara bakıştılar bile :)


Bir ara balıklardan sıkıldı ben de çok sevdiğimiz ponponları getirdim.Kaşıkla yedirmesini istedim ama kaşıktan hemencik sıkıldı elleriyle besledi pengusunu.


10 Kasım 2013 Pazar

Paşam Atamızı Anma Töreninde

Kreşte töreni cuma gününden yaptılar ama ben bugün paylaşmak istedim.

Paşamın minikler sınıfında,minik elleriyle bir etkinlik yapmışlar ve bunu da günün anlam ve önemine uygun Atatürk fotoğrafları ve bayrağımızla süslemişler.Orada parmak boyasını sadece parmaklarıyla kullanıp hiçbir yere bulaştırmaması sizce de şaşırtıcı değil mi?


Kreşte çok güzel bir stand hazırlamışlar.Paşam o minicik elleriyle temsili mozaleye çiçek bırakırken:


Son olarak da saat dokuzu beş geçe bahçeye çıkıp saygı duruşunda durup İstiklal Marşımızı dinlemişler.


Belki minicik çocuklar törenden ne anlayacak diye düşünülebilir ama dün paşam Atatürk heykeli gördüğünde tepki verdi.Sanırım artık Atatürk'ü tanıyor.

Kreş yönetimine bu özverili tören için teşekkürü bir borç bilirim :)

7 Kasım 2013 Perşembe

Pet Şişeden Dıgıdık

Nette gezinirken görmüştüm yapılışını çok hoşuma gitmişti.Bugün yapmaya karar verince kaynağına bu sitede ulaştım.Yapılışı çok zor değil ama sonuç çok eğlenceli!


 Gerekli Malzemeler
1,5 litrelik kola şişesi
Sopa ( Ben fotoğraftaki oyuncağın sopasını kullandım )
Keçe ( Dayanıklı olması için keçe kullandım ama eva yada karton da kullanılabilir )
Yapıştırıcı ( Ben sıcak silikon kullandım )
Sprey boya ( Şişeyi beyaza boyamak için kullandım ama kullanılmayabilir )
İp ( Ben hasır ip kullandım )


Yapılışı : Öncelikle sopayı pet şişenin ağzına yerleştirdim.Şişeyi üst kısmından büktükten sonra sprey boya ile boyadım.Kuruduktan sonra iple yular şeklinde bağlayıp sabitledim.Keçeden hazırladığım kulak,göz,burun ve ağzını sıcak silikonla şişeye yapıştırdım.Çok sıcak olmamasına dikkat edin yoksa şişe erir.En son olarak ipten hazırladığım yelesini de silikonla yapıştırdım.İşte bizim dıgıdık hazır!


Paşam sıkılınca da emir ve görüşlerine sundum.Görünce beşlik simit gibi yayıldı suratı ama bizimki tutturdu bööö diye.Bu ara bir inek aşkıdır sormayın.Oğlum dedim bu dıgıdık bizim atımız.En iyisi bir de inek yapayım ben oğluşa :) Sonra keşif başladı.


Ne yalan söyleyeyim ben daha çok bayıldım bu oyuncağa.İlk gün için parçalanmaması mucize demek ki uzun ömürlü olabilir.