16 Haziran 2013 Pazar

Paşamdan Babasına Mesaj Var

Babalığı bırak dünyayla ilgili hiçbir fikrim yokken senin güvenli kollarında buldum kendimi.Şaşkın,ürkek,sevgi dolu kalakaldık hastane kolidorlarında.İlk senin kokunu bildim ilk senin sesini duydum.Gerçi bu ses tanıdıktı annemin sıcak yuvasında her akşam konuşan biri vardı benimle o yüzden yabancılamadım.Annemle tanışıncaya kadar senin kokunla uyuyakaldım.


(Burada anne olarak araya girmek isterim ki ne yazıkki hastanenin doğum presodürleri bebeği önce babayla kavuşturuyor.Bu noktadaki kıskançlığımı anlatmama gerek yok sanırım)

Birden hızlı bir giriş yapıp tüm hayatını alt üst ettim artık ben vardım başka birşeye izin veremezdim.Ağlamayı keşfettim o zaman benimle ilgilendiğini farkettim.Ve birkaç de olsa kucağında uyudum.



Babacığım bir düşünsene hayatında sana ne kadar çok ilk yaşattığımı ve seninle ne kadar çok şeyi ilk kez yaptığımı..İşte bazıları...


Altımı kirlettiğim,geceleri uyandığım,sabah körü kalkıp başından baba babba babaaa diye bağırdığım,dıgı dıgı diye sırtına bindiğim,sen yemek yedirmeye çalışırken etrafa fırlattığım yemekler için,sokağa çıktığımızda söz dinlemeyip delirdiğim için sadece ve sadece bugünlük özür dilerim.Çünkü bunları yapmaya devam edeceğim ve muhtemelen sen de beni sevmeye..



Babacığım babalar günün kutlu olsun...Sen dünyanın en iyi babasısın...



Not : Ülkem bu durumdayken paylaşımda bulunduğumdan dolayı özür dilerim.Ancak bu yazıyı çok önce yazmıştım.

14 Haziran 2013 Cuma

Delikten Kürdan Geçirme ve Kutuya Deliklerden Ponpon Atma

Montessori aktivitelerine devam...Delikten kürdan geçirme.İnce motor gelişimini destekleyici bir aktivite.Doruk için uygun olmayabilir diye tedirgindim malum paşam herşeyi ağzına atıyor.Ama korktuğum gibi olmadı en azından ilk dakikalar.Fotoğraflarda olayın ciddiyetine bürünmüş Doruk'u görebilirsiniz.Öncelikle nasıl yapıldığını göstersem de paşam kendi keşfetmeliydi;evirdi çevirdi.


Sonunda tek tek delikten sokabileceğini farketti.


Tabiki kısa sürdü aktivitemiz çünkü paşam kürdanları ağzına götürmeye başladı.Arada sırada ortaya çıkarıp kısa süreli oynuyoruz.

Ponponlar da beni tedirgin eden materyallerdi aslında ama sıkı gözetim altında oynatılabilir.Rengarenk oldukları için yeme güdüsünü çok tetikliyor tabi.Herhangi bir kutuyu alıp delikler açıp yapabilirsiniz bu aktiviteyi.Ben dondurma kutusuna değişik ebatlarda delikler açıp değişik ebatlarda ponponlar verdim paşamın eline.Öncelikle bir kez anlatıp geri çekildim.Burada hem iç-dış kavramlarını hem de büyük-küçük kavramlarına bir giriş yapmış olduk.Hem de ince motor kasları destekleyici bir aktivite oldu.

Burada büyük küçük delikleri ve ponponları keşfediyordu.Başlangıçta büyüğü büyük delikten küçğü küçük delikten atıyordu,sonra uyanık davranıp hepsini büyük delikten atmaya başladı.


Burada da kutunun içi neresi diye inceliyordu.


Kutudan sıkılınca yeni oyun üretip üfleyerek bir süre daha oynadık;ta ki Doruk ponponu yedi mi diye annesi panik olana kadar.


Küçük bir not eklemek de fayda var bu ponponlar çok kalitesiz malzemeden yapılmış boyaları çıkıyor,evde kendiniz yapsanız daha iyi olabilir.Başlangıçta ponponları sayısını bilmem bana avantaj sağladı arada yedi mi diye sürekli kontrol ettim çünkü.Ve en önemlisi kesinlikle gözünüzün önünden hiç ayırmayın her iki aktivite için de

Bulut Hamuruyla Kumdan Kaleler

Paşamın ayağına dikiş atıldıktan sonra evde işler değişti.Ne güzel suyla oynuyorduk ama artık yasak.O yüzden yeni aktivite arayışındayken evde kum yapmakla ilgili birşeyler okuduğumu hatırladım.En sonunda buradaki tarife ulaştım.Bulut hamuruyla tanıştık böylece.

Tarifi : 8 su bardağı un
           1 su bardağı bebe yağı

Malzemeleri yoğuruyorsunuz ve hamurunuz-ben kum diyorum-hazır oluyor.Oynaması çok zevkli ben bile yoğurma kısmını uzatmışım oyuna dalıp.Hazır böyle bir materyal varken ilk küçük duyusal havuzumuzu da oluşturalım deyip birkaç çiftlik hayvanıyla başbaşa bıraktım oğlumu.


Önce ne olduğunu anlayamadı kuzum oyuncak hayvanları da ilk kez gördüğü için kısa bir süre onlarla ilgilendi.


 Hala gözü suda olan paşa sulamaya çalıştı kumumuzu.


Paşamın kankasını da davet ettik o sırada.Rüzgar,Doruk'tan bir ay büyük ve birbirlerini görünce kısa bir süre çok mutlu oluyorlar.Sonra herkes kendi yoluna gidiyor.Ama bu sefer Doruk Paşa Rüzgar'a rahat vermedi,çocuk eline ne alırsa Doruk onun elinden aldı.Sanırıım Doruk kumu çok sevdi ve paylaşmak istemedi.


E birbirleriyle bu kadar uğraşınca ikisi de sıkıldı oynamaktan.Doruk bir iki tur atıp geri döndü oyuna .Artık oyunun tam içindeydi.






Balkonu dağınık bırakıp sirkelenip oyunu burada sonlandırdık.Ertesi gün dağıttımız yerden devam ettik.Çok uzun oynama süresi olmadı ama gene de ilgiliydi.




 Şimdi aktiviteyle ilgili önemli tavsiyemi vereyim ki fotoğraflara bakınca bunu düşünmüşsünüzdür zaten.Kesinlikle evin içinde tavsiye etmiyorum;bunun için balkon ideal mekan.Balkonda olsanız bile altına örtü serin çünkü ıslak zemin üzerinde biraz kayganlık yapıyor.Kullandığınız kumu da atmayın sakın poşetleyin yakında tekrar oynarsınız.

Keçeden Çerçeve Yapımı ve Şişe Süsleme

Bu yıl Babalar Günü için el emeği birşeyler yapmaya karar verdim hem bu şekilde eşimin de daha çok hoşuna gidecekti.Babamızın apar topar Hatay'a ev tutmak için gitmesi gerektiğinden ve dönüş tarihi henüz belli olmadığından ona hediyelerini erken vermek istedik.

Keçeden çerçeve yapmak için evdeki eski bir çerçeveyi kullandım.Ön yüzünün tamamını keçe ile kapladım.Kaplamak için sıcak silikon kullandım.Çerçeveye koyacağım fotoğraf orijinal olsun istiyordum.O yüzden paşamla babasının bir fotoğrafını bu siteden düzenledim.Keçeyle kaplı çerçeveye fotoğrafı da yapıştırınca geriye sadece süslemek kaldı.Süsleme için de evdeki materyalleri ( bebek şekerleri,magnet süsleri ) kullandım.Yunus şeklini de paşam için kullandığım eşleştirme kartlarını kalıp olarak kullanarak hallettim.


Şişe süslemek içinde paşamla babasının fotoğrafını sepya ayarına getirip renkli çıktı aldım.Fotoğrafı şişeye yapıştırmak için aktarma kağıdı kullandım.Sıcak silikon yardımıyla ipi doladım çevresine.


Sürprizimize bir de sıcak pasta ekledik çünkü hiç vakit kalmamıştı.O yüzden üzerine yazı amaçlı koyduğum şeker hamuru da kendinden geçti


Tüm bunların üzerine babamıza bir de yemek ısmarladık.Sanıyorum fazlasıyla mutlu oldu tüm bunlar karşısında.

12 Haziran 2013 Çarşamba

Şekersiz Çilek Reçeli Yapımı

Paşam çileği çok sevdiği için reçelini de yapmak istedim.Henüz rafine şeker yedirmedim paşama mümkün olduğu kadar da korumaya çalışacağım bu konuda.Netten tarif aradığımda  bu sayfadaki tarif kafama yattı.




Malzemeler : 750 gr çilek
                750 ml elma suyu ( Yaklaşık 2 kg elmadan çıkıyor )

Tarifi : Elma suyu ve çilek beraber göz göz olana kadar kaynatılıyor.Biz yaklaşık 1,5-2 saat kaynattık.

Tadına gelince hafif ekşimsi..Paşam sevdi hatta biz bile sevdik.Bu tariften yaklaşık 2 kase reçel çıkıyor.Çilek zamanı geçmeden paylaşmak istedim.

Bu konuda bir not düşmek istiyorum çok çabuk bozuluyor,1 ay anca dayandı,hızlı tüketilmeli.Artık seneye kaldı ama içine limon tuzu atıp denemeyi düşünüyorum.
Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...